BİZ KİMİZ?
Sık sık şu üzüntüyü paylaşıyoruz: “Yaş ortalamamız 99, hani gençler, neden yok?”
Bu üzüntü, bence, kendimizi yanlış tanımlamamızdan kaynaklanıyor.
Gerçekçi olalım, kimiz biz?
Önemsiz bir yığın değiliz.
Her birimiz, kendi alanımızda önemli işler üretmiş, bu nedenle de saygınlık kazanmış kişileriz.
Adlarımız yan yana geldiğinde bir ağırlık oluşturuyor.
Sevgili Aydın Engin’in adlandırdığı “AKSAÇLILAR”ıyız bu ülkenin.
Bizim görüş ve uyarılarımız, bu kimlikle bir ağırlık taşır.
Eğer kendimizi “Tüm toplumun kesiti” olarak tanımlamak istiyorsak, o vakit sadece gençler yetmez, mütedeyyinler, Kürt örgütleri, Alevi örgütleri, kadın örgütleri, LGBTİ örgütleri…
Tabii ki böyle bir iddiamız yok. Ama toplumun tüm sorunları için ses çıkarmak istiyoruz, değil mi?
O halde neden AKSAÇLILAR olmakla yetinmeyelim?
Bu deyim, toplumuzda “Görmüş geçirmiş, feleğin çemberinden geçmiş, ununu elemiş” anlamını taşıyor ve saygın bir karşılığı var.
Eğer kendimizi böyle tanımlarsak, ondan sonrası daha kolay gelecektir.
ÇALIŞMA ESASLARI
Alışkın olduğumuz DEVLET ŞEMALARI’na uymak zorunda değiliz. Tam tersine, uymamalıyız.
Dernek, vakıf vs. yapılar bize uymaz. Biz GİRİŞİM olarak yürütebiliriz çalışmalarımızı.
“Olur mu canım öyle şey?” diye düşünebilirsiniz. Olmuş zaten. dusun-think.net
Başkan yok, yönetim kurulu yok, üyelik, müyelik yok.
Herhangi bir konuda, bir kişi ya da bir örgüt bir eylem önerdiğinde, ona katılmak isteyenler katılır, istemeyen katılmaz. Ama o eylem, katılanların imzasını taşıyarak yapılır.
Bu eylemi benimsemeyen katılmaz, bir sonraki eylemi benimserse ona katılır, ama isim devam eder. Her defasında, yasal sorumluluk, imzalayanlara ait olur.
Var mı böyle bir örnek? Evet, az önce anlattık ya. dusun-think.net
UYGULAMA NASIL OLACAK?
Bir değişikliğe gerek yok. Zaten bu işi başarıyla yürüten arkadaşlarımız, aynı şekilde -ama bu ilkelere göre- yürütmeyi sürdürürler.
Nereye kadar?
Burda da gerçekçi olalım. Eninde sonunda finans kaynağı gerekecek.
O gün geldiğinde başka önerilerim de olacak.